Gelecekte bugünlerin tarihi yazıldığında Birleşik Krallık’ta yapılan referandum herhalde önemli bir dönüm noktası olarak kayda geçecektir. En kısa şekilde söylemek gerekirse, liberal modelin seçkinlerinin toplumsal talepleri karşılama konusundaki eksiklikleri, isteksizlikleri ya da kayıtsızlıkları, giderek kabaran bir itiraz dalgasını besledi.
Şimdi tüm gelişmiş ülkelerde ekonomik çıkarlarını baskı altında hisseden, alışık olduğu güvencelerin teker teker avuçlarından kaymakta olduğunu düşünen, gelecek kaygısı duyan ve kültürel olarak dışlanmışlığın eziklikle karışık öfkesini sürekli içinde besleyen bir alt sınıf isyanı başladı.
Bu isyanın hedeflerinin doğru ya da yanlış olması isyancılar açısından önem taşımıyor. İsyanı sürükleyen liderlerin bir yeni toplumsal modeli şekillendirmede ne ölçüde başarılı olacakları bilinmiyor. Hatta isyan edenlerin bu isyanın başarıya ulaşması halinde kendilerini daha zor durumda bulmaları ihtimali de güçlü. Ne var ki isyan mantığın değil duyguların sesini dinliyor ve benzer tüm halkçı hareketlerde olduğu gibi bir devr-i saadetin arayışı içinde öfkesini ortaya koyuyor.