Brüksel’deki terör eylemlerinin ardından pek çok değerlendirme yapılıyor. Ortaya çıkan bazı apaçık gerçekler var. Bunların başında, özellikle küçük Avrupa ülkelerinin istihbarat teşkilatlarının, IŞİD’in gündeme getirdiği tehditle baş edebilecek kaynak ve donanıma sahip olmamaları. Nitekim bu eylemlerin ardından istihbarat zaafı konusunda epeyce söz söylendi. Bunun yanı sıra eldeki kanunların terörle mücadele açısından uygun olup olmadığı sorgulanmaya başlandı. Bir bakıma 11 Eylül 2001 tarihine geri dönüldü. Yani güvenlik ön plana çıktıkça özgürlük alanlarının ne ölçüde daraltılacağı/daraltılması gerektiği tartışması alevlendi.
El Kaide’nin gerçekleştirdiği bu eylem küreselleşme döneminin terörizminin nasıl olacağının da bir göstergesiydi. Daha doğrusu küreselleşmenin getirdiği birtakım kolaylıklar olmasa bu eylem gerçekleşemezdi bile. Para akışlarında, iletişimde, ulaşımda ve bilginin elde edilişi ve paylaşılmasında teknolojik gelişmeler sayesinde yaşanan devrim, eylemi kolaylaştırdı. Küreselleşme dünyasının aynı zamanda serbestçe hareket etmeyi mümkün kılması da arka planı oluşturdu.