Dün İtalya'da genel seçimler yapıldı. Yalnızca haziran-temmuz-ağustos aylarında 50 milyonu aşkın turistin ziyaret ettiği, Türkiye'den gidenlerin de kendilerini en rahat hissettiği ülkelerden birisi, hatta birincisi İtalya. Gittiğiniz zaman özellikle alışveriş yapılan yerlerde mutlaka Türkçe konuşulduğunu duyacağınız, güzel yemekler yiyeceğiniz, birbirinden cazip tanınmış kentlerinin her bir köşesinde tarihle buluşacağınız, insana keyif veren bir yer İtalya. Şu sıralarda Dünya Kupası finallerine kalamadıkları için toplu bir depresyon içindeler gerçi ama neşeleri yine de yerinde. Merkezi devlet kurma ve milletleşmesini geç tamamlamış ancak önde gelen şehirleriyle Avrupa ve dünya tarihine müthiş katkılar yapmıştır İtalya. Sanat, bilim, finans, moda, düşünce dünyalarının en üstteki isimlerinin hatırı sayılı bir bölümü de buradan çıkmıştır. Zaten Rönesans İtalya'dır. Ancak bu parlak tarihin arka yüzünde de özellikle Çizme'nin güneyinin yoksulluğu, Mafia'ya teslim olmuşluğu ve siyasetin çürümüşlüğü vardır. 1990'lardaki müthiş siyasi silkinme eski partileri devre dışı bırakmış ancak sistemin özü de değişmemiştir.