Türkiye’nin dış politikasının analizini yapmak kolay iş değil.
Kimilerine göre ülkenin bütüncül bir dış politikası olup olmadığı
da belirsiz. Siyasi kanadın söylediklerinin uygulamada ne ölçüde
gerçeği yansıttığı, Rusya ile geliştirilen ilişkilerin stratejik
bir yön değişikliği anlamına mı geldiği, Türkiye’nin kendisini
gerçekten Batı ittifakı içinde konumlandırıp konumlandırmadığı,
komşularının çöken devletlerinden dolayı egemenlik haklarına ne
ölçüde önem verdiği gibi sorular tam cevaplanamadıkça analiz de
zorlaşacak.
Ya da belki daha doğru tanımlamayla, çeşitli konulara nasıl
yaklaşıldığını takip etmek mümkünse de bunların nasıl bir kavramsal
bütünlük ve stratejik tercih içinde değerlendirileceğini belirlemek
giderek zorlaşıyor. Hükümetin uzun yıllardan beri süren politikası,
dış politika meselelerini iç politikada güç biriktirmek için
kullanmaktı.
Bunun için dış politika, iç politikanın bir uzantısı haline gelip
pek sağlıklı bilgiye ya da yoruma dayanmayan tarihsel referanslarla
bezenerek kamuoyuna sunuldu. Kamuoyu, duygularına hitap eden bu
yaklaşıma hep sıcak karşılık verdi, politikanın yol açtığı
sıkıntıları (Rus uçağının düşürülmesi) fazla tartışmadı ve söylem
180 derece değiştiğinde bile geçmişte neden hata yapıldığını,
hatayı yapanların kimler olduğunu, neden hesap vermediklerini
sorgulamadı.
Böyle bir ortamda dış politikanın hedeflerine, bunu yürütürken
kullanılan üsluba, ülkenin genel çıkarlarına zarar veren
siyasetlere yönelik eleştiriler de pek yankı bulmadı. Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Suriye politikamız yanlıştı”
beyanına veya Başbakan Binali Yıldırım’ın gene Suriye ile ilgili
geçmiş dönemi eleştiren beyanlarına rağmen genel kamuoyu dış
politikadan çok şikâyetçi olmadı. Her ne kadar Suriye politikasını
tasvip etmediğini söyleyenler dönem dönem yüzde 50’leri aştıysa da
Fırat Kalkanı harekâtının geniş bir toplumsal desteğe sahip
olduğuna kuşku yok.
Bu bağlamda 7 yılı aşkın süredir Türk dış politikasının merkezinde
yer alan bir diplomatın yaptığı değerlendirmeler önem taşıyor.
Dünkü Habertürk’te, bundan böyle New York’ta BM Daimi Temsilciliği
görevini yürütecek Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile
Kübra Par’ın yaptığı mülakat yayınlandı. İnanması benim gibilere
zor gibi de gelse Sinirlioğlu baş sorumlularından olduğu Suriye
politikasıyla ilgili “Hiç hata yaptınız mı?” sorusuna “Nerede hata
var?” diye cevap veriyor.