2003 yılından beri olup bitenlere bakıp bilançoyu çıkardığınızda kazananlarla kaybedenlerin şaşılacak hızla yer değiştirebildiklerini görüyorsunuz. En son Irak Kürtleri çok yanlış hesaplara dayandığı sonradan trajik şekilde anlaşılan referandum gelişmesiyle 1996'dan beri elde ettikleri kazançları heba etmiş oldular. Bundan sonra siyaseten kendilerini nasıl toparlayacakları belli değil. Kendi içlerindeki bölünmeler nedeniyle hem giderek daha saldırganlaşan Irak ordusu karşısında zemin kaybediyor hem de daha önce arkalarında buldukları Amerikan desteği eskisi kadar etkin olamıyor. Suudi Arabistan gerek Irak'ta gerekse Suriye'de çark etti. Irak'taki Şii ağırlıklı yönetimi tanımama, altını oyma politikalarından sonuç alınamayınca iki hedefli bir stratejiyle Bağdat ile Riyad'ın ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. İran etkisinin kırılması için Başbakan İbadi'ye destek verirken Irak'ın tarihsel stratejik açıdan İran'ın dengeleyicisi olduğunu hesaba katarak bu özelliği güçlendirmeye çalışıyor. Diğer yandan da Irak içinde, milliyetçi damarları ağır basan, İran karşıtı olma potansiyeli taşıyan Mukteda es-Sadr gibi liderlerle ilişkilerini geliştiriyorlar. Suriye'de ise oyundan çekilmiş gibiler, tekrar 2015 yılındaki aktivizme dönmeleri beklenmiyor.