DERTLERI polemik değil analiz yapmak ve uyarı görevini yerine getirmek olan ciddi iktisatçıları okuduğunuzda, mitolojideki Kasandra'yı anmamanız mümkün değil. Bildiğiniz gibi Kassandra gelecekte olanları görme becerisine sahiptir ancak söylediklerine kimse inanmaz. Apollo'nun aşkını reddetmesinin cezası böylesine trajik bir varoluş durumudur. Ciddi iktisatçılar da ellerindeki iktisat bilimi araçlarıyla analiz yaptıklarında er ya da geç gelebilecek bir ekonomik krizin haberini veriyorlar. Gerçi uzun zamandan beri krizden bahsedildiği ve bahsedilen şiddette görülmediği için bir kanıksama durumu var, ancak veriler de ortada. Döviz kuru ancak, faize karşı gibi görünüp gelişmekte olan dünyadaki en yüksek faiz oranlarına sahip olduğunuz için yükselmiyor. Memlekete döviz yağmasının sebebi, ekonomideki müthiş başarılardan ziyade dünyada namutenai yüzer gezer para bulunması ve bunun da kısa vadede para kazanmak amacıyla yüksek faiz veren ülkelere girmesi. Bu para bolluğunu sağlayan ve sürdüren koşullar ortadan kalkmaya başladığında, ki er ya da geç kalkacak, o zaman işler tersine döner ve sıkıntılar artar. İktisatçıların, "Henüz rahatken gerekli bir takım tedbirleri alsak iyi olur" çırpınmaları, "Eldeki avuçtaki her şeyi satmayalım, küresel ekonomide de yaşasak milli varlık diye bir şeyler vardır" demeleri pek yankı bulmuyor. "Eldeki her değer haraç mezat satılacak meta değildir, evdeki gümüşleri rehinciye verir gibi değerli şirketleri varlık fonunda toplayarak para bulabiliyorsanız, bunun sonu kötü olur" uyarılarına da kulaklar kapalı.