ŞU günlerde Ankara’nın herhangi bir konuda bugün durduğu yerde ne kadar süreyle kalacağı, iç politikadan en az şekilde etkilenerek belli bir mantık içinde dış politika üretmeyi, stratejisini kurmayı ve buna uygun adımlar atabilmeyi becerip beceremeyeceğini tahmin etmek güç.
Bundan daha vahimi, kendine göre zaafları ve güçlü yönleriyle belli bir ekol sayılan Türk diplomasi geleneğinin tecrübelerinin bir kenara atılması. Bunun sonucunda, önündeki tüm sorunları sert dille, hatta tehditle yönetmek ve bunu çözmeye tercih ederek yaklaşmaktan ne zaman vazgeçeceği de belli değil. Bu tutum Türkiye’yi giderek daha irrasyonel bir devlet olarak göstermekle kalmıyor, tehditlerin ardından pek de etkileyici şeyler yapılamaması, denenen siyasetlerin Suriye örneğindeki gibi başarısızlıkla sonuçlanması da ülkenin ciddiyetinin sorgulanmasına yol açıyor.