BENİM neslim 27 Mayıs'ı Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak kutlayarak büyüdü. Bir askeri darbenin yarattığı "bayram"ı bir diğer darbe rejimi, yani 12 Eylülcüler takvimlerden kaldırdılar. Günün adını böyle koyduğunuz zaman yalnızca bu darbe sonucunda ne elde edildiğini göstermiş olmuyordunuz. Bu darbenin kendisine karşı yapıldığı siyasi partiyi ve siyasi akımı, hürriyetlerin ve anayasanın karşısına yerleştiriyordunuz. O siyasi akım ve darbeden sonra o akımın geleneğini sürdüren artçı partileri ise darbenin kendisini ve ortaya çıkardığı anayasayı bu durumda meşru kabul etmiyorlardı. Elhak, Demokrat Parti (DP) dönemi özellikle kazanılan ikinci seçimden sonra bir hürriyetler cenneti yaratmış değildi. DP, kendi kuruluş ilkelerinin çok gerisine düşmüş, tek parti döneminden gelme kadrolar eski alışkanlıklarından vazgeçemedikleri için çok partili düzen içinde tek parti yönetimi özlemiyle olmadık işler yapmışlardı. 1960'a yaklaşıldığında ülkedeki gerginlik artmış, temel hak ve özgürlüklere yönelik taarruz şiddetlenmişti. Bunların doğru olması darbeyi bizatihi hürriyetçi yapmıyordu ama.