EKONOMIK krizin zaten bir hayli sarsmış olduğu Avrupa Birliği, mülteci krizi nedeniyle temellerine dinamit yerleştirilmiş bir bina görüntüsü veriyor. AB’nin iç dengeleri açısından yarattığı sarsıntı kadar mülteci krizi Avrupa’nın müthiş stratejik düşünce eksikliğinin de bir yeni örneğini oluşturuyor.
Libya’da Kaddafi rejiminin devrilmesini birinci derecede Fransa ve Britanya sağladı. Bu iki ülkenin ısrar ve inadı sonuçta Türkiye’nin de katılacağı abluka ve hava operasyonlarının başlamasına yol açmıştı. Buradan yola çıkarak bu iki eski emperyal gücün Libya’da ya da genel olarak Afrika’da yeni ihtirasların peşinden koştuğu da tartışılmıştı.
Afrika’da özellikle Fransa’nın ciddi bir stratejisi olduğu ve buradaki tanımlanmış çıkarlarını korumak için askeri güce de çekinmeden başvurduğu doğru. Ne var ki Libya’da ortaya çıkan tablonun başarılı bir stratejik tasarımın sonucu olduğunu düşünmek de mümkün değil. Tek adamın aşiretler arası cambazlığına ve baskıcı bir rejimi sürdürebilmesine bağlı olan rejim çökünce Libya da devlet olarak çöküverdi.