Bir sınıf büyüğümdü ama çok genç gösterirdi. Hâlâ da öyledir. Peter Handke'nin, Yeşim Ternar ile birlikte oynadığı Kaspar piyesinde sahnedeki halini bugün gibi hatırlarım. İlginç bir adamdı. Hep de öyle kaldı. Hayatını çok farklı şekilde kurgulayabilirdi. Pek çoklarının yaptığı gibi solculuktan gençlik hevesini aldıktan sonra para kazanmaya odaklanabilir, kendisi ve çevresindekiler dışında kimseyi umursamadan, yaşadığı ülkedeki eşitsizlikler, çirkinlikler, haksızlıklar umurunda olmadan ömrünü sürdürebilirdi. Öyle yapmadı. Bir yandan erken vefat eden babasın+dan kalan işlerle ilgilenirken diğer yandan da kendi ideallerine uygun bulduğu konularda sivil toplum örgütlenmelerine destek verdi. Kendisi de kişisel olarak pek çok alanda ülkenin daha yaşanılır bir yer haline gelmesi için çaba gösterdi. Ne serveti, ne konumu nedeniyle kimseye tepeden baktığı, bilerek kötülük yaptığı, haset gösterdiği, gösteriş peşinde koştuğu olmadı. Onu iyi tanıyanlardan, hakkında kötü konuşana da pek rastlanmadı. Bugün kendisine saldıran çevreler de dahil olmak üzere hemen herkesle bir fikir alışverişinde olmayı seçti. "Hiçbir iyilik cezasız kalmamalı" şiarının mutlaka hayata geçirildiği bir ülkede, anlaşılması zor bir iş yaparak parasını, zamanını, emeğini, iyi niyetini barış ve insanca yaşama doğrultusunda kullandı. Ülkedeki zayıf iletişim bağlantılarını güçlendirmeyi, Anadolu'da kültürel, insani, sanatsal çoraklıktan bunalmış yerlere biraz hayat ışığını, umudu götürmeyi kendine iş edindi. Suriyeli mültecilerin eğitimine, insan gibi yaşayabilmelerine katkıda bulunmaya çalıştı.