YENI hükümetin kurulduğu gün Türkiye, düşürülen Rus uçağı kriziyle sarsıldı. NATO apar topar, Türkiye’nin talebi üzerine toplandı. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov Türkiye ziyaretini iptal etti... Öte yandan günün sonunda gelen “pilotlar ölmedi” haberi doğruysa ve Türkiye’ye getirilmelerine çalışılıyorsa, bu, krizin bir şekilde kontrol altında tutulabileceğinin işaretiydi.
Dün yaşanan olay aslında bir bakıma ‘geliyorum’ diyen bir kaza veya çatışmaydı.Rusya, Suriye krizine doğrudan müdahil olmaya karar verdiğinden beri Türkiye açısından taciz sayılacak işler yaptı. Sınır ihlalleri ile Türkiye’ye bir gözdağı vermeye çalıştı. Rus radarları Türk Hava Kuvvetleri uçaklarına kilitlendi.
İki ülkenin Suriye krizinde farklı, birbirine düşman tarafları desteklediği zaten biliniyordu. Ne var ki Ankara ve Moskova arasındaki yegâne dikenli konu da Suriye değildi. Suriye’deki Rus mevcudiyetini 2008 yılındaki Gürcistan Savaşı, işgali ve Abhazya ile Osetya’nın Rus güdümündeki bağımsızlığı ile başlayan gelişmeler bağlamında değerlendirmek gerekiyor. Böylece iki ülke arasındaki yapısal meselelerin hayli kapsamlı olduğu da anlaşılıyor.
Gürcistan Savaşı’nın ardından geçen yıl Ukrayna’da yaşananlar, Kırım’ın ilhak edilmesi ve Türkiye’nin bu gelişmeler konusunda aslında gıkının da çıkamaması bu ilişkilerin pek de eşitler arasında olmadığını gösteriyordu. Gürcistan ve Kırım sonuçta Türkiye’nin Karadeniz’deki hegemonik ortak olma hayallerinin de sonunu getirmişti.