YAŞADIĞIMIZ hayli karanlık, kaygı verici günler bittikten sonra
pek çok soruyu sormak, toplum olarak çeşitli muhasebeler yapmak
gerekecek. 7 Haziran seçimleri, giderek herkesin çok daha keskin
şekilde anladığı gibi, çok partili dönemin en önemli seçimlerinden
birisi. Bu ülkenin hangi yolda ilerleyeceği, nasıl bir rejime sahip
olacağı bu seçimlerin sonuçlarına göre belirlenecek. 1950’de
yapılan ilk serbest seçimlerden 65 yıl sonra demokrasi olmayı
becerip beceremeyeceğimizi de anlayacağız.
Müthiş bir iktidar kaymasına tanıklık ettiğimiz, siyasal iktidarın
toplumsal tabanının köklü bir şekilde değiştiği 12 yıllık bir dönem
sona eriyor. Bu dönemin sonunda toplumun tüm kesimlerinin vatandaş
olarak daha özgür ve devlet karşısında korumalı bir konumda
olduklarını söylemek mümkün değil. Halbuki işin başında beklenti bu
yönde değildi. Bu toplumun ve ülke idaresinin, gene beklentilerin
aksine, daha adil olduğunu söylemek de zor.