EZİK insanlar kendilerine yapılan hiçbir şakayı affetmezler. Karakterlerindeki zayıflık şakadan anlamalarına engeldir. Ancak içinde kıvrandıkları aşağılık kompleksi, gizlenmek için abartılı bir özgüvenin arkasına sığındığından tepkileri tepeden bakıcı olur. En kötüsü bu tür insanlardaki tükenmek bilmeyen hınç, haset, kibir ve kindir. Kendinize çizdiğiniz alandaki başarılarınız bile sizi bu, insanı tüketen duygulardan kurtarmaya yetmez.
Donald Trump, 30 Nisan 2011 tarihinde Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin geleneksel akşam yemeğinde, o güne dek Amerikan sınırları içinde doğmadığını hatta Müslüman olduğunu iddia ettiği Barack Obamatarafından fena halde ti’ye alınmıştı. Rivayet odur ki, yemekten erken ayrıldığı o gece Trump başkan adayı olmaya kesin karar vermişti. Bu azmin arkasında, Obama’dan bir intikam alma arzusu da herhalde vardı.
Kişisel özellikler siyasetteki gelişmeleri açıklamada genelde sınırlı bir etkiye sahiptir. Ancak bazı dönemlerde muktedirin karakteri, zaafları, hırsları siyasetin gidişatı üzerinde belirleyici etkiye sahip olabilir. Trump’ın her yaptığını da Obama’ya olan kini, onun yaptığı her şeyi silme arzusunun bir uzantısı olarak okumak hatalı olur. Ne var ki, başkanlığının daha ilk günlerinde, Obama’nın Çin’e yönelik en önemli adımlarından biri, TPP adlı serbest ticaret anlaşmasından ülkesini çekmesi oldu.
Bu adımla ABD’nin Çin’in çevresindeki ülkeler üzerindeki ekonomik etkisini kırmaya yarayacak stratejik bir işbirliği imkânını gömdü. Bu adımı atarken ABD’nin bundan böyle çok taraflılıktan vazgeçerek ilişkilerini ikili anlaşmalarla sürdürmesinin çıkarlarına daha uygun olduğunu düşünenlerin desteğini aldı.
Doğru dürüst tek bir kanunu Kongre’den geçiremediği geçtiğimiz dokuz aylık sürede üç kez Obama’nın en önemli iç politika başarısı sayılan Sağlık Sigortası Kanunu’nu lağvetmeye kalktı. Beceremedi. O hınçla, perşembe günü yayınladığı bir başkanlık genelgesiyle kanunla yapamadığını başarma yolunda bir adım attı. Bu yaptıklarının sonucunda, birçoğu kendisine oy vermiş milyonlarca Amerikalıyı da sigortasız bırakacak acımasız bir siyaseti devreye soktu. Aynı zamanda Amerikan sağının en insafsız, en katı, en yoksul ve sosyal yardım düşmanı kesimlerine de destekleri dolayısıyla şükranlarını sunmuş oldu.