Yenilen veya muharebede sıkışan ordular ricat eder. Ricat
düzenli olmazsa, iyi tasarlanmazsa, komutlar yerinde değilse,
ortalığa panik hâkimse ricat bozguna dönüşebilir. Türkiye dış
politikası şu anda ricat halinde. İktidar geçen 5 yılda, iyi
niyetle yapılan eleştirilere ve uyarılara kulaklarını tıkayarak
yanlış olduğu epey zaman önce belirginleşmiş bir dış politika
çizgisini ısrarla sürdürdü.
Bu inadın yol açtığı takıntılar, ısrarlar ve yanlış hesaplar
sonuçta ülkenin bir dışlanmayla yüz yüze kalmasına yol açtı. Bunun
da ötesinde, Suriye’deki siyasi mücadelenin iç savaşa/İran-Suudi
Arabistan arasında vekâlet savaşına dönüşmesi nedeniyle facia
yalnızca dış politikayla sınırlı kalmadı. İzlenen politikanın
gerçekçi olmaması, güç dağılımını yanlış okuması ve yanlıştan
dönmeyi bilmemesi yeterince kötüydü.
Daha da kötüsü, izlenen politikanın içeride ülkeye ve toplumsal
dokuya vereceği/ verdiği hasarın düşünülmemesiydi. Cihatçı güçlerle
ilgili politikanın faturası sonunda Atatürk Havalimanı katliamıyla
toplumun önüne çıktı. Bunun devamının gelmesi ihtimali ise güçlü
şekilde ortada duruyor. İstihbarat örgütlerinin ve güvenlik
güçlerinin ülkedeki hücrelerle, onları koruyan çevrelerle başa
çıkıp çıkamayacakları belli değil. Zira mesailerinin çoğunu başka
yerlerde, olmayan tehdit ve tehlikeleri keşfetmeye ayırıyorlar.
Dahası, Suriye’de IŞİD’in ve diğer cihatçı örgütlerin yaşam alanı
daraldıkça sınırın güneyinden buraya geçenlerin sayısı artacaktır.
Geçen hafta üst üste gelen Türkiye, Bangladeş ve Suudi Arabistan
saldırıları da elindeki toprakları kaybeden IŞİD’in büyük bir
maharet ve örgütlenme gücüyle dünyanın her yanında eylem
yapabileceğini kanıtladı. Dolayısıyla Türkiye’nin önümüzdeki
dönemde tüm gücü ve kaynaklarıyla bu kabaran tehditle uğraşması ve
ona göre güvenlik güçlerini, istihbaratını tahkim etmesi
gerekecektir. Eğer çok geç değilse.
Dış politikada ise bir revizyona gidiliyor. Önce İsrail, ardından
Rusya ve belli ki Mısır ile ilişkiler farklı bir konuma gelecek.
İlişkilerin düzeltileceği devletlerin bazı konulardaki sicillerinin
hiç de parlak olmaması, yapılan manevranın yanlış olduğunu
göstermiyor. Kaldı ki ülkenin doğusunda yüz binlerce insanın kendi
ülkelerinde evsiz barksız kaldıklarını, haftalarca sokağa
çıkamadıklarını, genelde ülkenin demokrasi sicilinde bir gerileme
olduğunu bilince başkalarına laf ederken aynaya biraz bakmakta
yarar olduğunu hatırlamak gerekiyor.