Ancak…
Hepsini apolitik görmek yanılgıya sebep
olur.
Bunlar genellikle hayal kırıklığı yaşamış,
kırılmış seçmendir.
Oy verdiği iktidarın-belediyenin (ya da
partisinin) performansından memnun
değildir!
Kendini aldatılmış-kandırılmış hissetmektedir.
İyi şeylerin olacağına dair ümidini yitirmiştir…
Sandıktan soğumuştur…
Siyasetten
bıkmıştır…
Yorgun düşürülmüştür…
Siyasi refleksi kalmamıştır…
“Elim kırılsaydı da oy vermeseydim” dememek
için, sandığa gitmemeyi tercih ediyor.
Sandığa gitmemeyi “eylem biçimi” olarak seçiyor; öfkesini
böyle yansıtıyor.
Seçimi kimin kazanacağı umurunda bile değil!
Biliniyor ki:
İkna edilmeyi bekleyen/kararsız
kişi, büyük çoğunlukla daha önceki
seçimlerde iktidarı desteklemiş seçmen. Bu sebeple
siyasi-ekonomik krizlerde “kararsız” sayısı hep artar!
Hükümetten-belediyeden umudunu kesmiştir.
Fakat… Kararsızların bir bölümü diğer partiye
oy verip-vermemeyi de düşünmektedir.
Evet… İkna edilmeyi bekleyendir kararsız
seçmen!
Ya iktidar, hayal kırıklığını gidererek bu seçmeni kazanacak.
Ya da muhalefet inandırıcılığıyla bu seçmene kendini kabul
ettirecek.
Kararsızları ikna eden bu seçimi kazanacak görünüyor!