Salı günü…
Erdoğan’ın grup konuşmasını dinleyerek Odatv’ye
göz atıyordum.
Tesadüf…
Erdoğan, “Cumhurbaşkanını Mozart
dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır” derken,
Odatv’de bir haber okuyordum:
“Videolu dersler
veren ve kendini ‘Çetin Hoca’ olarak tanıtan
kişi, müziğin -çalgıların olmadığı ve sözleri
içinde haram unsurlar barındırmadığı sürece-dinlenebileceğini,
fakat çalgı aletleriyle olan müziklerin dinlenmesinin
haram olduğunu anlattı:
‘Keyfi olarak kasten müzik dinlemesinde haramlık vardır.
Ama gayrı ihtiyari mağazaya gidiyorsun, arabaya biniyorsun veya
otobüse biniyorsun gücün de yetmiyor bunu kapatmaya. Orada keyfi
olarak durmaman şartıyla yani, kendi isteğinle bu haramlık söz
konusu olmadığından dolayı, fazilet sahibi olan Rab’bim, kişiyi
kaldıramayacağı şeylerden sorumlu tutmaz. Sıkıntı kendi isteğinle
bunu yapman! Çalgıdır, ilahidir, çalgılı nasheedler/ cihat
marşları, aman ha aman! Ben derim ki, hiç böyle bir riski göze
almaya gerek yok…’”
Bin küsur yıllık tartışma
bu. Oysa…
Müzik-çalgı üzerine Kur’an-ı Kerim’de ayet
yok.
“İslam Açısından Müzik ve Semâ” kitabının yazarı
İlahiyatçı Prof. Süleyman Uludağ, “çok zorlarsanız”
diyor; “Kur’an’da müziğin yasaklandığına ilişkin
altı ayet, yasaklanmadığına ilişkin sekiz
ayet bulursunuz!”
“Çetin Hoca” zorlayanlardan! Lokman Suresi’nin 6’ncı ayetini
kaynak gösteriyor.
Diyanet İşleri ise bu ayetin anlamı konusunda farklı
görüşte: “Bize göre, -Taberî’nin de belirttiği gibi-
lehve’l hadîs deyiminin özel olarak şarkı ve
musiki anlamına geldiğine dair ayette herhangi bir işaret
bulunmuyor.”
Tartışmaların sebebi hep bu; nereden baktığına bağ...