Yazı yazıyorsan…
Kitap yazıyorsan…
Eleştirilmeyi kabul edeceksin!
“Saklı Seçilmişler” kitabıma kimi eleştiriler geliyor. Ne güzel. Tartışalım. Farkındalık yaratalım.
Ancak…
Türkiye'de okumadan “eleştiri yapma” hastalığı virüs gibi yayılıyor!
“Saklı Seçilmişler” kitabının tanıtımı için sosyal medyada yapılan üç-dört cümle üzerinden “tenkitler” yapılıyor!
500 sayfalık araştırmayı sadece sosyal medyada okudukları üzerinden “eleştiriyorlar!” Konuyu getirip aşıya-bebek sağlığına dayıyor; beni “aşı düşmanı” gösteriyorlar! Ayıp.
Lütfen önce şu kitabı okuyun…
Temelsiz eleştiri sadece bu kitapla başıma gelmedi. “Beyaz Türklerin Büyük Sırrı, EFENDİ” kitabımı yazdım. Kimileri başladı:
– “Sabetayist düşmanlığı yapıyor!”
– “Anti-semitik!”
Peki, okudunuz mu kitabı? Hayır!
Adı lazım değil; birinin şiirini kitaba koydum. Kitapla ilgili söylemediğini bırakmadı! Yazdıklarımdan kuşkuya düştüm; açtım telefonu sordum; “arkadaş sahiden sen bu kitabı okudun mu?” Okumamıştı! Bir güvendiği arkadaşı anlatmıştı! Bu kişi Türkiye'de “eleştirmen” diye tanınıyor!
Bir gün yemekteyiz… Spiker arkadaş “Efendi” kitabıyla ilgili bilindik “tenkitleri” tekrarlamaya başladı. Kitabı okuyan arkadaş dayanamayıp sordu, “kitabı okudun mu?” Okumamıştı!