Önce kafa karışıklığını giderelim…
CHP…
Laik, demokrat, vatanperver’dir.
Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine-Atatürk devrimlerine
bağlıdır.
Bağımsızlıkçı’dır.
Güçler ayrılığı ilkesini benimsemiştir.
Temel özgürlüklerin savunucusudur.
Küreselleşmeye mesafelidir; sosyal devletten yanadır;
halkçıdır.
Parti programı/teori ve tarihsel pratiği bu kadar
net olmasına rağmen maalesef kafası karışıktır!
Bu yönetim zafiyetine yol açmaktadır.
Bu sebeple…
Araştırma, planlama, değerlendirme, örgütlenme gibi temel
çalışmalara gereken önemi vermemektedir. (Örneğin, “mevcut
gidişattan memnun olmasa bile” seçmenin kötü mevcudu,
bilinmeyen iyiye neden tercih ettiğini analiz
edememektedir.)
Salt tepeden inme “siyasi mühendislik”
çalışmalarıyla başarılı olacağını düşünmektedir.
Bu sebeple…
CHP’nin “halkla ilişkiler”/”dil” sorunu vardır.
Halkı/seçmeni “müşteri” olarak görmektedir.
Bu sebeple…
Daha “sağcılaşıp” seçmen oyunu alma gibi yüzeysel/
basit “siyasi matematik hesapları” yapmaktadır.
(“Tevekkül Halk Partisi!”)
Aslında…
Halkla ilişkileri bile göstermeliktir; panel ve konser
düzenlemenin ötesine geçmemektedir.
Sosyal medyada mesaj göndermeyi, aynı görüşte olan insanların bir
araya geldiği çeşitli salon toplantıları-miting yapmayı halkı
kazanmak için yeterli görmektedir. Oysa çok daha fazlasına
gereksinim olduğu açıktır.
Çağımızda iletişim çalışması bir ilişki çalışmasıdır. İki üç sözle
olmaz bu.
Partiyi geliştirmek ile partiyi
muhafazakarlaştırmak/durağanlaştırmak arasında dağlar kadar fark
vardır.
Ancak meselem…
Sürek...