Babası, CIA Başkanı Allen Welsh Dulles idi.
Amcası, ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles
idi.
Dedesi, John Watson Foster ve
eniştesi Robert Lansing de ABD Dışişleri Bakanlığı
yapmıştı.
Ablası, Eleanor Lansing Dulles, CIA
görevlisiydi.
Ailenin tanınmış ismi vardı.
Allen Macy Dulles, Exeter ve Princeton
üniversitelerinde okudu. Geleceği parlaktı…
22 yaşındaydı…
Kore Savaşı’na katıldı. 1952’de yaralandı. Hemen
USS Consolation adlı hastane gemisine kaldırıldı. Beyni büyük
hasar almıştı. Sadece yaralandığı anın öncesini hatırlıyordu. Gün
içinde yaşadıklarını hemen unutuyordu! Yani hep dünde
yaşıyordu…
Babası Allen W. Dulles, New York Cornell Tıp Merkezi başhekimi
nörolog Harold G. Wolff’un kapısını çaldı.
Dr. Wolff beyin çalışmalarıyla tanınan hekimdi.
Rusya’ya gidip -köpeğinden tanıyacağınız- deneysel
psikolojinin babası Nobel ödülü sahibi Ivan
Pavlov ile de çalışmıştı. Dönüşünde -o yıllar pek önem
verilmeyen- psikomatik hastalık çalışmalarına
başlamıştı.
Kore Savaşı ABD’de beyin
meselesini gündeme taşıdı! Sadece konu, Teğmen Dulles’in beyninin
hasar almasını değildi…
Edward Hunter -aslında CIA çalışanı- Miami
gazetesi News muhabiriydi. “Komünistler esir Amerikalı
askerlerin beynini yıkıyor” yalanlarını ABD gündemine
getirdi!
İşin özü beyin çalışmaları için hükümetten ödenek almaktı.
Baba Dulles, oğlunun tedavisi döneminde dost olduğu Dr. Wolff’ı
CIA’da çalışmaya ikna etti. İlgilendikleri konu
şuydu:
Kişiye bir zamanlar değer verdikleri unutturulabilir
mi?
Yıl, 1953 idi…