On yıl önceydi. Yıl, 2011.
Sadece kumpasla Silivri zindanına atılmadık.
Sadece FETÖ ve iktidar yandaşları tarafından linç edilmedik.
Kendi mahallemiz bile üzerimizde kuşku bulutlarının kararmasına sebep oldu. Deniz Baykal, “Soner’in arkasında kim var, öğrenmek istiyorum” dedi. Bunu Taraf gazetesi manşetine taşıdı.
Baykal gibi o karanlık döneme yenik düşen kimileri bizi “lekeli” göstermek isteyenlerin safında yer aldı.
Meslektaşlarımız, “mağduriyet” ayrımı yaptı; onlar “Ahmet ve Nedim’in Arkadaşları” idi; onların suçsuzluğuna inanıyor ve bize kefil olmuyorlardı! Araya konan mesafeyi göstermenin adıydı; “Ahmet ve Nedim’in Arkadaşları!”