Erdoğan diyor ki:
“Ben Türkçü değilim Türk’üm!”
Erdoğan 11
Ağustos 2004’te ne dedi: “Ben Gürcü’yüm, ailemiz
Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.”
Erdoğan “Türk” müdür. “Gürcü” müdür? Açıklayayım:
– “Türkçülük” nedir?
“Türkçülük” deyince aklınıza kim geliyor; Ziya
Gökalp.
Sosyolog olan Gökalp’in yazdığı “Türkçülüğün
Esasları” eserini Erdoğan okumuş mudur? Okusa
böylesine kavramsal hata yapmaz.
Gökalp’in “millet” tanımı şudur:
“Dilce, dince, ahlâkça ve güzellik duygusu bakımından müşterek
olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep bulunan bir
topluluk.”
Gökalp “milliyet” için ne ırk, ne de kan bağı
arar. Ona göre, insan için, manevi
varlık, maddi varlıktan önce gelir. Bu sebeple
milliyette şecere/soy kütüğü
aranmasını reddeder. Yalnız terbiyenin ve ülkünün
millî olmasını önemser. Gökalp’e
göre…
Türk terbiyesiyle yetişmiş Gürcü, Arap, Arnavut,
Rum, Ermeni, Yahudi; Türk milletine mensuptur! Örnek
verir Gökalp: “Büyük İskender diyor ki: Benim hakiki babam
Filip değil Aristo’dur. Çünkü, birincisi maddi varlığımın; ikincisi
manevi varlığımın meydana gelmesine sebep olmuştur.”
Gökalp’in “terbiyeden” kast
ettiği kültür’dür… Ona göre, milletin kendi
özünden- kaynaklarından ortaya çıkardığı milli
kültür; din, ahlak, hukuk, iktisat, lisan, fen ve
rasyonel (akılcı) hayatın toplamıdır. Dil, müzik,
edebiyat vb. buna örnektir. Kültürü milli, medeniyeti ise
evrensel olarak tanımlar.
Bu tanımda “ırkçılık” yoktur.
“Gürcü” Erdoğan
bu tanıma göre “Türk”tür!
Şöyle konuşsa doğrudur:
“Ben Türkçü değilim,
Gürcü’yüm!”
Basralı yoksul...