1990’lar başı...
Fransız düşünür Pierre Bourdieu 60 yaşındaydı...
Dünyadaki yaratıcı araştırmacıların başında gelen Bourdieu ekibiyle birlikte Fransa’yı boydan boya arşınlayan üç yıllık çalışmasının sonucunda kitap çıkardı: “Dünyanın Sefaleti.”
Peki, neyi araştırıyorlardı? “Yeniden yapılandırma” denen neoliberalizm şiddetine/sefaletine maruz kalmış Fransızların neler yaşadıklarını...
Banliyöler, göçmenler, işçiler, köylüler, esnaflar, memurlar, gençler, işsizler, öğrenciler vs. ile çalışmanın omurgasını oluşturan toplamda 182 kişiyle mülakat yaptılar.
Ta o yıllarda Bourdieu, neoliberalizmin geniş kitlelerdeki yıkıcılığına, can alıcılığına dikkat çekti...
En önemlisi Bourdieu kitabında, bir ezberin bozularak, siyaset yapmanın başka biçimini önerdi. Sözün ezilene verilmesi, yani sefaletin sessizliğinin bozulması gibi yeni politik yol önerdi...
Yarı alimlerin, kanaat tacirlerinin, medyatik biganelerin, paracı kamuoyu araştırma şirketlerinin önemsenmemesini söyledi. Aslolan sokak idi, sokağın sesi, mesajı idi.
Aydınlanmacı filozof Spinoza şiarı oldu:
-“Üzülmemek, gülmemek, nefret etmemek ama anlamak!”
Konuyu AKP’nin pazar günü alacağı oylara getireceğim:
★★★
Montaigne dedi ki:
-“Birbirimizi yorumlamaktan başka bir şey yaptığımız yok!”
AKP/Erdoğan’ın, 7 Haziran 2015 seçim sonucu üzerinde pek durmadığını düşünüyorum.
Koalisyon istemeyen AKP/Erdoğan seçimin “yenilenmesini” istedi. 1 Kasım 2015 tarihindeki seçime giden ülkenin tek gündemi vardı; siyasi istikrarsızlık ve terör...
Ve AKP/Erdoğan geçim sıkıntısını unutturan korkuyu demagoji kabiliyetiyle oya dönüştürdü. Bundan sonraki genel seçimde de benzer güvenlik kaygısı üzerine siyasi kampanya yürüttü. Heyhat! Bir türlü neoliberalizmin halkta yarattığı acı feryadı duymadı. Siyasi hayatını bitmek bilmez polemikler ile, hep konuşarak sürdürdü. Seçmenin beklentilerini, taleplerini anlamak yerine güvenlik korkusu/tehdidiyle oy almayı tercih etti. Ki:
Çevresinde kadir politikacıların giderek seyrekleşmesi, örgütlerinin zayıflaması, yurttaşların günlük yaşamına dair hiçbir fikri olmayan tecrübesiz ama kibirli teknokrat çevresi ve medyasının salt algı yaratma çabası eleştiriye kapalılığıyla bilinen Erdoğan’ın halktan yavaş yavaş kopmasına neden oldu.
Diyorum ki: