Kılıçdaroğlu, gazetecileri toplayıp, “sağ-sol
18’inci yüzyılda kaldı” dedi..
“Tarihin sonu geldi; ideolojiler dönemi bitti” diyen siyaset
bilimci Francis Fukuyama bile sonradan
özür diledi. Demek Kılıçdaroğlu
neoliberalizm etkisinden çıkabilmiş değil! Ya da “31 Mart seçimi
için propaganda yapıyor” deyip
geçeyim…
İngiltere’de Christopher Hitchens
ile Peter Hitchens kardeşler vardı; taban tabana her
konuda zıt görüşlüydü. Televizyonda tanrının
varlığını, eşcinselliği, esrar
içmeyi bile tartıştılar.
Bizde bunlar olabilir mi? Çok renksiz-kısır siyasi hayatımız var.
Farklı olana bir kulp takıp cezaevine
atıyoruz. Bu nedenle hep vasata teslim
oluyoruz. Neyse.
Kılıçdaroğlu’nun sözü aklıma Peter
Hitchens’in yazdığı “The Broken
Compass” (Kırık Pusula) kitabını getirdi!
Hitchens, 2009’da yazdığı kitabında, İngiltere siyasetinin nasıl
pusulasını kaybettiğini anlattı. Sağ-sol tartışması
bitirilerek, büyük partilerin içlerinin nasıl
boşaltıldığını yazdı.
Girişi uzattım. Başlıktaki asıl konumuza gelirsek; Peter Hitchens
kitabında dedi ki:
“Anketler aslında kamuoyunu etkilemek için
araçtır!”
Siyasi yönelimlerde/oy
vermede “brandwagon” tepkisi vardır:
Kişinin, daha çok insanın
kabullendiği partilere-adaylara yönelmesi. Yani,
seçmenin grup etkisiyle hareket etmesi; çoğunluğa uyma arzusu
göstermesi!
Özellikle -seçimlerin son döneminde- başta kararsızlar
olmak üzere seçmenleri etkilemek
için, anketler politik taktiğinin
parçası haline getiriliyor. Amaç, kazanana oy
verdirmek!
Bu tür anketlerin bir diğer hedefi de, rakip oyların
sandığa gitmemesini sağlamaktır: Kaybedişe
ortak olmama duygus...