Biliyorum…
Muhafazakarın düşünsel
dünyası hissiyata dayanır…
Kendi kapalı dünyanı/tek yanlılığını hiç
sorgulamazsın…
Bütün günahları -genel geçer laflarla- Cumhuriyet
modernleşmesine/aydınlanmasına yükleyip, bugünün
ıstırabını hayalindeki, “azamet” ve
“ihtişam” dolu geçmişin “muazzam gölgesinde” huşu içinde
dindirirsin!
Yanılgıya açıksın; çünkü kalbine seslene destek verirsin:
Biri, Cumhuriyet’in inşa ettiği ulusal
kurumları yıkmak mı ister, hemen soluksuz yardıma koşarsın!
Bu amaçla…
-Yeri gelir PKK
ayrılıkçılarıyla ittifak yaparsın…
-Yeri gelir Fethullah Gülen’i “Hocaefendi”
görürsün…
-Yeri gelir elleri
patlarcasına liboşları alkışlarsın…
Batı’nın, “Ilımlı İslam”- “Büyük Ortadoğu Projesi”
ile oluşturduğu “kimliğe” dünden
hazırlıklısın!
CIA ajanlarının, “Yıkılsın Kemalist
Devrimler” laflarına her türlü katkıyı sorgusuz
sualsiz sunarsın.
Sahi…
Batı dayatması
tüm özelleştirmelere destek
verip -tıpkı Osmanlı’da olduğu
gibi- milli pazarımızın-üretimimizin yok edilmesine
niye ses çıkarmadın?
Bugün… Gıda fiyat artışından şikayet ediyorsun; ülkeyi ithalat
cenneti yapanlara oy yağdırmadın mı? Şarbonu bu canım ülkeye
kim davet etti; hiç sorgulamayacak mısın?
Dünün ya da bugünün gerçeklerinden kopuk
yaşayarak ülkeye ne derece zarar verdiğinin sahiden
farkında değil misin?
Kızma bana!
Bak gel sana ne anlatacağım…
İlk kağıt imalathanesini -pahalıya mal olan yazma eserleri ucuzlatmak ve halkın kitaba ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla- 1741’de İ...