Geçinemiyor. Ek işler yapıyor; konserler, ders vermenin yanında
bir Jazz Club’ta cuma ve cumartesi akşamları
çalıyor. Bir gece…
Hoş bir
bayan piyanonun yanına geliyor Fazıl Say’a teklifte
bulunuyor:
-“Ben Berlin Hilton’un halkla ilişkiler müdürüyüm, yılbaşı
gecesi projem var, tüm Hilton Oteli,
‘Casablanca’ filmi konseptinde donatıyorum:
Humphrey Bogart, Ingrid Bergman heykelleri,
dev fotoğraflar, Casablanca uçağı vs. Berlin’i aradım
taradım, tek bir siyahi
piyanist bulamadım. Filmin önemli sahnesidir,
‘Play again Sam’, (Tekrar çal Sam) şarkısı.
Sam da sürekli ‘As time goes bye’ şarkısını çalar hep. Siz bütün
gece, saat akşam 6’dan sabah beşe kadar hep aynı şarkıyı,
çalacaksınız. Siz bu işi yapar mısınız. Ama kendinizi boyamanız
lazım, siyahi olmanız için…”
Bu anıyı hoş sohbetiyle Fazıl’dan dinlemelisiniz. Sonuçta Fazıl
geceye gidiyor sabaha kadar aynı şarkıyı çalıyor; ama kendini
siyaha boyama konusunda sorun yaşıyor, boyayamıyor!