Gazetede günlük yazılar yazmaya son verecektim aslında. Kitap yazmaya yoğunlaşacaktım. Fakat:
Türkiye’de geçmiş öyle hızlı siliniyor, karartılıyor ki, yazmayı sorumluluk bildim.
Geçmiş yalanlar üzerinden bugün fethetmeye çalışılıyor. İnsanların hafızası yeniden inşa ediliyor.
Biliyorsunuz; diyor ya Erdoğan, “Bizim zamanımızda bardak yoktu, buzdolabı yoktu, traktör yoktu, çamaşır makinesi yoktu.” Vs.
Bu tür komik hafıza oluşturma alay konusu kuşkusuz! Ama daha ciddi olanlar var.
Mesela, üniversitelerde sosyal bilimler fakülteleri bunun başını çekiyor. Son kırk yılda hafıza çalışmaları tarih, sosyoloji, edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji gibi çok araştırma alanında görülmemiş ilgiye konu oldu/oluyor. Ve bunlar: