Siz hayatınızda hiç örgüt çalışması yaptınız mı?
Örneğin…
Bırakın ilçe-il başkanı olmayı; veya
bura yönetimlerinde görev almayı..
Bırakın delege- belediyelerde meclis üyesi olmayı filan…
Siz hiç mahalle sorumlusu oldunuz mu?
Türkiye’de…
-31 bin 963 mahalle
var.
–18 bin 229 köy
var.
“Seçimi kaybettik” diye dövünenlere (bininci
kez yine) sormak istiyorum:
-Partinizin bu 50 bin mahalle ve
köyde temsilcisi var mı?
-Siz temsilci misiniz?
Kutsal görevdir ama “politika yapmak” seçimden önce salt sandık
görevlisi olmakla sınırlandırılamaz!
Sandığı değil; her mahalle
örgütlenmesini yüceltmek lazım…
Sandık sonuçtur; örgüt temel/başlangıç!
Mahalle örgütlenmesinin önemini bilmek için “siyaset bilimci”
olmaya gerek yok. Örgütü düzgün bir şekilde geliştirmek,
derinleştirmek ve yaygınlaştırmak, kazanmayı
hedefleyen her parti yönetiminin birincil görevi
olmalı..
Peki, bilincin-aklın zorunlu
dayatması örgütlenmeye son yıllarda partiler neden
soğuk bakıyor? Teşkilatlanmaya zaman ve
enerji niye harcamıyor?
Sistemli-planlı örgütsel çalışma yerine, neden
ısrarla popülizme yenik düşüyor?
Muharrem İnce mitinglerinde gördük; heyecanlı
ve umutlu milyonlar var. Hep… Bu büyük kitle,
-yağmur sularının başıboş denize akması gibi- kendi
başına bırakılıp, işlevsiz hale getiriliyor.
Politik enerjiden kaçılıyor;
buralardan “kadro” kazanılmaya
çalışılmıyor!
Ya teşkilatlanmayı
bilmiyorlar çünkü; böyle bir politik
yapıdan gelmiyor/ böyle siyasi pratiğe sahip
değiller.