Türkiye, ikiye
bölündü:
-Sevilenler…
-Nefret
edilenler…
Bu tercih neye göre yapılıyor?
Sözüm ona fikriyata göre…
Gerçekte ise duygulara göre…
Kriz dönemlerindeki büyük
kırılmalarda/kamplaşmalarda akıl katlediliyor!
Akla yönelik yazı-söz anlaşılmak bile istenmiyor.
Düşünce kavranıldığı değil, hissedildiği oranda
netlik kazanıyor. Duygu yaratmayan/ kitleleri
coşturmayan/ intikam duygularını
azdırmayan fikir ölümle doğuyor…
Oluşturulan duygu ise politik
körleşmeye sebep oluyor; bu da
yeni siyaset yapma
tarzını doğuruyor:
Tüm söylemler, semboller-simgeler sadece
duygularla anlatmaya-anlamaya yönelik oluyor.
Bunun sonucu ne gerçekleşiyor:
Her “mahalle”, kendi siyasal kimlik duygusunu harekete
geçirecek “milli hafıza”
inşa ediyor. Mitlere
kanıyor… Bu arada kuşkusuz…