Yıl, 1990.
Kayseri’de bir parkta tedirgin bekliyorum; “gelecek mi?”
Bu şehre ilk kez geliyorum; kimseyi tanımıyorum. Buluşacağımız askerin elimde fotoğrafı bile yok; nasıl biri?
Bu parkta o beni tanıyacak; kıvırcık saçlı, sakallı, gözlüklü, sırt çantalı bir genç gazeteci…
Galiba o, geldi işte… Bana doğru gülümseyerek yürüyor. Kırk yaşlarında, incecik bedenli, saçlarının önü dökük adam elini uzatıyor; “hoş geldiniz ben Nafiz Obay…”
İki yıl...