Kuşkusuz konuyu siyasete/seçime getireceğim.
Önce bazı bilgiler vermeliyim:
Nesneleri bütün değil, parça
parça görsek halimiz nice olurdu?
Örneğin…
İnsan yüzünü/suratını bütün değil,
kulak, göz, burun, dudak, kaş olarak parça parça görsek
işin içinden nasıl çıkacaktık? Kimseyi
tanıyamazdık!
Bütünlüğü sağlamamızı/bütünü görmemizi/ çevremizdeki her şeyi
yerli yerine oturtmayı muhakeme yeteneğimize
borçluyuz.
Türkçeye de çevrilen ve ilgi gören bir kitap var:
“Karısını Şapka Sanan Adam”
Yazarı Prof. Dr.
Oliver Sacks (1933-2015), İngiliz nörolog.
Kitabında… “Dr. P” adında yetenekli zeki
bir müzik profesörünün başından geçenleri
yazdı:
Üniversitede her gün ders vermeye giden Dr. P’ye bir gün
öğrencilerinin yüzleri tanıdık gelmemeye başlıyor. Sadece
yüzlerindeki tik’ten,ben’den,
ses tonlarından tanımaya çalışıyor, kimin kim
olduğunu. Hata yaptığında şakaya vuruyor. Nihayetinde…
Göz doktoruna gidiyor. Bir rahatsızlığı olmadığı ortaya çıkıyor.
Göz doktoru nöroloğa yönlendiriyor…
Nörologun şu dikkatini çekiyor:
Görüşmelerinde Dr. P, yüzüne doğru değil, ağzına, burnuna,
kulaklarına ayrı ayrı bakıyor ve sıklıkla mimik değiştiriyor.
Nörolog, Dr. P’ye bir eldiven uzatarak ne
olduğunu soruyor. Dr. P inceliyor; “bozuk para
kesesi” diyor; “yerleri kaplamak için deri
parçaları” diyor; ve tesadüfen eline geçirince
“eldiven” diyor!
Oliver Sacks “Karısını Şapka Sanan Adam” kitabıyla bizleri adeta
beynimizin içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Kontrollüy- ken bile
mucizevi işler yapan beynimizin bir de kontrolünü kaybettiğinde
neler olacağını görmemize yardımcı oluyor!
Evet...