Yanıtını bir türlü bulamadığım sorum var:
Saadet Partisi, cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah
Gül üzerinde neden bu kadar duruyor?
Ardından hemen şunu ekliyorum:
SP’ye bunu CHP yönetimi mi dayatıyor?
Konuyu şöyle açayım:
Tam 30 yıldır Milli Görüş hareketiyle ilgili
gazeteciyim.
Tarih: 15 Şubat 1988.
Devlet, Güneydoğu’da PKK
karşısına “İslam birleştirir” mantığıyla
“Kürt-İslam Sentezi” çıkarmaya çalışıyordu.
Erbakan liderliğinde Refah Partisi (RP) bu projenin
neresindeydi?
O dönem çalıştığım 2000’e Doğru dergisi beni
Güneydoğu’ya gönderdi. 20 gün bölgede kaldım, partinin
yöneticileriyle görüşmeler yaptım.
RP ile “resmi” olarak ilk kez böyle tanıştım.
Zamanla Erbakan ve diğer önde gelen isimlerle sohbet- röportaj
yapma olanağı buldum.
En sonunda “Eziyet Edilerek Yalnızlığa Yükseltilen Bir
Siyasal Liderin Portresi: Erbakan” kitabımı yazdım…
Yani…
Milli Görüş hareketini bilen gazetecilerden biri olarak şunu
soruyorum:
Düşünsel değerlerinden taviz vermeyen, inadın-sabrın adı
olan bu 50 yıllık politik hareket popülizme yenik mi
düşüyor?
Hayır! Meseleyi A. Gül’ün “arkadan hançer
saplamasına” filan getirecek değilim. Konuyu
kişiselleştirme taraftarı değilim. Ne yazık ki…
Son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız
yüzeysellikle kavramlarla düşünmüyor, sadece kişilerin
nitelikleri üzerinden konuları ele alıyoruz. Bu bizi
“asıl” meselelerden uzaklaştırıyor.
Soruma dönersem…
Abdullah Gül…
Sandıkta karşı karşıya gelseler kim kazan...