Bu derece şaşıracağımı tahmin etmiyordum…
Elimden tuttuğum kitabı bir Türk futbolcusu değil, kelime hazinesine sahip, derinliğe sahip cümleler yazan bir edebiyatçı kaleme almıştı sanki…
Atilla İlhan'ın dizelerini yazan, Oğuz Atay'dan alıntılar yapan bir futbolcu vardı karşımda…
Okuduğum sanki Eduardo Galeano'nun futbol dünyasındaki acıyı ve neşeyi yazdığı “Gölgede ve Güneşte Futbol” kitabıydı…
Bir Türk futbolcu düşünün ki; hayalinde okuyup etkilendiği roman karakterlerinden maça çıkaracağı on bir futbolcu yazmıştı:
-Kalede, kızlarını severek koruyan “Goriot Baba”/ Balzac…
-Savunmanın sağında, mücadeleci “Martin Eden”/Jack London…
-Savunma merkezinde Victor Hugo “Sefiller”inden kurallara bağlı, Javert ile Dostoyevski “Karamazov Kardeşler”den sorgusuz sualsiz bağlı Dimitri…
-Savunmanın solunda, Turgenyev/ “Babalar ve Oğullar”ın cesur isyankârı Bazarov…
-Orta sahanın ortasında, Victor Hugo'nun yine “Sefiller” eserinden hatalarından ders çıkarmış olgun güçlü karakterli Jean Valjean…
-Hücuma dönük iki kanat oyuncusu; kimin ne dediğine aldırmayan, rakibin üzerine korkusuzca giden Tolstoy/ “Anna Karenina” ve Cervantes/ “Don Quijote”…
-Çift forvetin hemen arkasında, Albert Camus'un “Yabancı” romanındaki soğukkanlı Meursault…
-İleri ikilide adaleti kendi elleriyle dağıtan, Dostoyevski'nin “Suç ve Ceza”dan Raskolnikov ile Yaşar Kemal'in İnce Memed”…
Peki, teknik direktör kim? Ergin Keleş!
Okurken büyük keyif aldığım kitabının ironik adı var; “Nasıl Yıldız Olunmaz?”
SÖZLERİN PERDE ARKASI
Futbolseverler Ergin Keleş'i iyi tanır.
İlgisi olmayanların da isme aşina olduğunu düşünüyorum. Şöyle:
Yıl, 2017.
Karabük- Sivas maçı öncesi yayıncı kuruluşun canlı yayınına konu olan Ergin Keleş'in sözleri sosyal medyada hızla yayıldı: