Gardiyanlar anlattı bana:
Bir gün siyasi
koğuşun kapısı sertçe arka arkaya
vuruldu.
Koştuk, gittik. Koğuştan, “gelin çöpünüzü
alın” diye seslendiler.
Büyük naylon torbayı koğuş kapısının önüne attılar. İçinde
ceset vardı! Arkadaşlarını “hain” diye
öldürmüşlerdi! “Çöp” daha
yirmili yaşlarda öldürülen gençti…
Bu ay başında…
Terör örgütüne yönelik operasyonda, 18 yaşındaki Sıla Abalay,
DHKP-C örgütü “üst düzey yöneticisi” diye
öldürüldü! Kimdi Sıla Abalay?
16
yaşında iken; Gezi eylemlerinde
öldürülen Berkin
Elvan eylemine katılmaktan tutuklanmış
ve 1 seneye yakın
cezaevinde kalmıştı. Çocuk mahkemesi tarafından tutuklanıp adli
koğuşa konulduğu için açlık grevine başlamış ve açlık grevinin 17.
gününde siyasi tutukluların bulunduğu koğuşa
geçirilmişti.
Tiyatrocu olmak isteyen Sıla ölüp
gitti…
Savcılar, hakimler cezaevi gerçeğini bilmiyor.
Tutuklamayı “caydırıcı
faktör” sanıyor! Oysa
çocuklar fanatizmin pençesine
bırakılıyor!
İşte… 19 yaşındaki Ayşe Deniz
Karacagil…
Gezi eylemlerinde katledilen Ahmet Atakan'ın ölümünü protesto
etmek amacıyla Antalya'da yapılan
eylemde “kırmızı
fular” taktığı gerekçesiyle 2 Ekim 2013'te
tutuklandı. Hakkında 98 yıl hapis istendi. Alanya Mahmutlar L Tipi
Kapalı Cezaevi'ne nakledildi. A-11 koğuşunda 13
PKK'lı kadının bulunduğu koğuşa
kondu.
İlk günler Alanya'daki sosyal demokrat-
Atatürkçü kadın avukatlar Ayşe Deniz'i yalnız
bırakmadı. Her gün dönüşümlü ziyaretine gidip sohbet
ettiler.
Ayşe Deniz lise öğrencisiydi. Koğuşta üniversite sınavlarına
hazırlandığını, Güzel Sanatlar'da okumak istediğini anlatıyordu.
Kabiliyetliydi; resim yapıyor; gitar ve saz çalıyordu. Fakat.
Günler geçtikçe Ayşe Deniz, Alanyalı kadın avukatlar ile arasına
mesafe koydu. Yüzü hep gülen genç kızın suratı
artık asıktı. Zamanla kadın avukatların ziyaretinden
hoşlanmadığını belli etti.
Ve 2014'de tahliye olur
olmaz Kandil'e kaçtı.
Ölümden kaçamayacaktı…