“ÇIÇEĞI burnunda genel başkan” hızlı girdi; her popüler konuda görüş açıklamaya başladı…
Parti liderleri, her gün her konuda niçin “fikir” beyan etmek/ görüş açıklamak/ aklına estiğini söylemek zorunda hissediyor kendini?
Ne yazık ki, siyasallaşma demeç vermeye, tweet atmaya endekslendi ülkemizde. Bu lüzumsuzluk çoğu zaman içeriği boş konuşmalara dönüşüyor. Ve:
Zamanla liderler dinlenmez olunca gündemde kalabilmek için başlıyor demagoji, popülizm, hamaset, ajitasyona… Bu hâl ülkede kutuplaşma, çatışma, huzursuzluk çıkarıyor. Kısır döngü sürüp gidiyor…
Kendi adıma yazayım; liderlerin sürekli temenni içeren, meydan okuyan, suçlayan retorik konuşmalarından bıktım…
Montesquieu’yu hatırlatmak zorundayım: İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur…