Tarih, sürekliliktir.
Tarihten öğrenmeyenler hataları tekrar eder.
Tarihten ders almanın ilk yasası, hakikati
aramaktır.
“Mehmetçik savaşıyor” dedim; kimi okur “savaşma” sözcüğüne
eleştiri getirdi: “Örgütle savaşma mı olur?”
Oysa… Mehmetçik örgütle değil, emperyalizmle savaşıyor!
Demek farkında değil kimileri…
Yazmak, anlatmak
zorundayız; “bütün” görülmüyor, tarih bilinmiyor demek ki.
Suriye tartışmalarında tarih hep, Birinci Dünya Savaşı’na kadar
götürülüyor.
Oysa… Birinci Dünya Savaşı/ harita çizimi
sonuçtur; başlangıç değil…
Şöyle
açayım:
1) Lübnan Başbakanı S.
Hariri, -ABD gölgesindeki- Suudi Arabistan’da “gözlem”
altına alındı. İstifasını
açıkladı.
2) S.Hariri ülkesi Lübnan’a
uğramadan doğruca Fransa’ya gidip Cumhurbaşkanı E.
Macron ile görüştü. İstifasından vazgeçti.
3)
S. Hariri Fransa ardından Mısır’a geçti. Cumhurbaşkanı A.
Sisi ile görüştü. Sonra ülkesine dönüp
“Bağımsızlık Günü” törenlerine katıldı.
Suriye ile ne ilgisiz görünüyor değil mi?
Oysa… Fransa, Lübnan gibi Suriye ile de hep yakından ilgili bir
ülkedir. Bu sebeple…
Fransa, Afrin Harekatı sebebiyle Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi’nin acil toplanmasını
istedi. Toplantı kapalı kapılar ardında
gerçekleşti. Bir sonuç çıkmadı.
Kafanız mı karıştı?
Hiç karışmasın. Çünkü:
Tarihin akışı
sürüyor!
Şunu demek istiyorum: