“Müslüm” filmine gittim…
Güzel film; emeği geçen herkese teşekkür
ederim.
Fakat:
Dünyada da böyle; filmi, kurgu
değil gerçek sanıyor insanlar!
“Müslüm” filmi, Müslüm Gürses’in gerçek hayat hikâyesi mi?
Seyirci öyle sanabilir.
Peki… Bizim meslektaşlara ne oluyor? Filmde
anlatılanlar “gerçek” diye haber yapıyorlar!
Filmde Müslüm’ün babası, eşini ve
kızını öldürüyor.
Babası Mehmet Akbaş -gerçek hayatta-
kızını öldürdü mü? Medya filmden etkilenip “öldürdü” diye haber
yapıyor!
Bakınız:
Müslüm Gürses hayatını her seferinde farklı anlatırdı. Ne doğru- ne
eksik bilmek zordu. Geçmişini unutmak isteyen
biriydi. Herkes de buna özen gösterirdi.
Ancak mevzubahis olan gazetecilik olunca “yalan habere” göz
yummamak gerekir!
Babası torbacı idi; esrar/cıgaralık
sarar-içer ve satardı. Eşini “namus meselesi” yüzünden öldürdü.
Kızını öldürdüğünü hiç duymadık! (Keşke Adana’da bir gazeteci şu
cinayet dosyasını bulup açıklığa kavuştursa!)
Tarihe hakikat mirası bırakmak
lazım; senaryo ayrıdır, gerçek
apayrı!
Filmde, içki kadehi elinden düşmeyen Müslüm Gürses, içkiden
ziyade “cıgara” (ve novalgin gibi ilaç)
tiryakisi idi. Öyle ki… Film başındaki kazanın
sebebi, şoförün (ki
taksicidir) uyuması değil, Müslüm’ün
“cıgara” dumanından etkilenmesidir. “Mersin 33”
pavyonu müdavimleri için bu sır değildir!
Filmde kardeşi Ahmet’in, 1982’de askerden
kaçtığı için vurulduğu
gerçek; ama Ahmet’in o gün “cıgara
çekmekten” kafasının “iyi” olduğu eksik!
Müslüm Gürses’de sır çok…
Bundan da emin değilim. Ç...