Ülkemizde siyasi tabular var; dokunulması, eleştirilmesi olanaksız olan.
Tabu yıkıcı pek çıkmıyor ülkemizde; çoğunluk düzene uyup korunaklı hayat istiyor.
Örneğin, Adnan Menderes! Eleştirdiğiniz an kimi çevreler tarafından “darbeci” ilan ediliyorsunuz!
Menderes’in hazin akıbetinin, toplumda büyük duygusal kırılmalar yaratmasını anlıyorum. Ancak, devleti on yıl yönetmiş kadronun başında bulunan bir politikacı/ başbakan, salt duygusal açıyla analiz edilebilir mi?
Ülkemizde siyaset; aşırı coşkunluk/mani ile aşırı üzgünlük/depresyon arasında gidip geliyor! Rasyonel/akılcı düşünmeye engel ruh durumu bu…
Evet, “darbeci” damgası yemeden Menderes döneminin ekonomi-politiğini yazamayacak mıyız? O dönemden çıkarılacak olumlu-olumsuz dersler yok mu?
Kuşkusuz… Erdoğan'ın “Adnan Menderes Demokrasi Müzesi” yaptırması-açması alkışı hak ediyor. (Menderes dönemi Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Gemlik Umurbey'de doğduğu evi kendi olanaklarıyla 1970 yılında Celal Bayar Müzesi yaptı. Türk mimari özellikler taşıyan üç katlı yapının bu yıl yıkılarak yeni bina yapılacak olması tartışmalara sebep oluyor.)
Erdoğan, açılışını yaptığı müzede “darbeler ve demokrasi” konuşması yaptı. Kimin itirazı olabilir, yapsın…
Menderes ve arkadaşlarının idamı bugün kimi üzmez, yaralamaz. Ülkemiz tarihine düşen kara lekedir…
Öte yandan:
BEYAZ TÜRK
Adnan Menderes hayatı üzerine benim kadar okuma yapan-yazan az
gazeteci var. Başta Aydın Menderes olmak üzere aileden kimi isimler
ile yakınlığım oldu. Ailenin kapsamlı biyografisini oluşturan
“EFENDİ/ Beyaz Türklerin Büyük Sırrı” kitabını yazdım.