Ne çok “sosyal medya aydını” var:
Salt hisleriyle akıl yürütüyor…
Salt sezgileriyle siyasi yorum yapıyor…
Salt kalbiyle dünyayı kurtaracağını sanıyor…
Bilinç-zihin-akıl öldürüldü; gerçek, yerini algıya bıraktı.
Tüm tartışmalar, “sen-ben” kişisel ağız dalaşına dönüştürüldü.
Cahil özgüveni hiç bu derece yüksek olmadı; sosyal medya etkisiyle bilgisiz ne çok “fikir” beyan edilir oldu?
Kırk yıldır yüzeysellik-pragmatizm barındıran aynı senaryo, salt değişen aktörler üzerinden tartışılıp duruluyor. İnsanın zekâsıyla alay eden, kerameti kendinden menkul uzmanlık; akıl, bilgi, ideoloji, teori, tecrübeyi hedef tahtasına koydu. Politik hareketleri küçümser oldu. Böylece:
Herkes herkesleşti; herkes, gözde olma arzusuyla yanıp tutuşur hale getirildi. Ve her şey pazarlanır hale dönüştürüldü.
Alain Deneault deyişiyle, vasatlık iktidar oldu?
Bu girişi yapmamın sebebi; “Asıl nelerin tartışması yapılmalıdır” sorusunu tek somut olay üzerinden anlatmak!
Ki madem popüler kültür bu derece herkesi cezbediyor; oradan örnek vereyim: Beşiktaş-Fenerbahçe maçı…
BEŞİKTAŞ-FENERBAHÇE