Zeytini bitirdik…
Ayçiçeğini bitirdik…
Pamuğu bitirdik…
Malezya ve Endenozya'dan palmiye/palm
yağı ithal ediyoruz.
“Palm yağı” deyip geçmeyin. Palmiye meyvesinden elde edilen
bu yarı katı yağ, soframızın ortasında! Yemeklik
sıvı yağ, margarin, dondurma, çikolata, pizza, bisküvi
-kurabiye, hazır yemek ve şekerleme gibi gıdaların
çoğunda palm yağı kullanılıyor. Keza. Sıvı deterjan,
sabun ve şampuanların çoğu, ruj, ağda, endüstriyel yağlar
ve bioyakıt içeriğinde de bu
yağ var.
Türkiye sadece geçen yıl yaklaşık 1.2 milyon
ton palmiye yağ satın aldı.
Malezya ve Endonezya dünyada ihracatın yüzde
40'ını gerçekleştiriyor. Biz genellikle Malezya'dan
alıyoruz. Nedense yağ alıcıları İslam
ülkeleri; Bangladeş, Mısır, Nijerya, Tunus, İran,
Pakistan, Suudi Arabistan ve Türkiye!
Ama. Satıcı Müslüman değil…
Wilmar International 1991 yılında
Singapur'da kuruldu.
Sahibi, Kuok Khoon Hong!
(Açılışını Erdoğan'ın yaptığı Beşiktaş'taki tarihi tütün
deposu yerine yapılan Shangri-La
Otel'in sahibi. “Rolling
Stone” dergisini oğluna alınca dünya medyasına haber
olmuşlardı. Neyse.)
Wilmar; dünyanın en büyük, palm ve çekirdek
yağı, yemeklik yağ, yağ kimyasalları, endüstriyel yağlar, palm
biodizel üreticisi ve tedarikçisi. Endonezya ve Malezya'daki en
büyük ekim alanlarının ve en
büyük palm yağı üretiminin sahibi.
450'den fazla üretim tesisi ve 50'den fazla ülkeyi kapsayan dağıtım
ağıyla küresel bir güç.
Türkiye'deki şirketin adı Wilmar Ticaret Ltd.
Şti. 2102 yılı itibarıyla Mersin Serbest Bölge'ye
getirdiği yağları Türkiye'ye satıyor. İşin ekonomik boyutuna girip
konuyu genişletmeyeyim.
Derdim şu…