Ya da “refah dolandırıcısı!”
Bu hayali kişilik siyasette; devletin para yardımları sayesinde hiç çalışmak zorunda kalmadan konfor (ve hatta lüks) içinde yaşayan kadını temsil ediyor...
Deyimi dünyaya yayan Ronald Reagan oldu; neoliberalizmin kitleler tarafından onaylanması için hayali “refah kraliçesi” metaforunu seçim çalışmasının ana konusu yaptı.
Bu subliminal mesajın hedefi açıktı; halkı zenginleştirecek varlıklılar ile değil, toplumu asıl yoksullaştıran devletten yardım alan “refah kraliçeleri” ile hesaplaşılmalıydı!
Sorunun ana kaynağı, sosyal devletti, devletçilik idi..
Ki zamanla “refah kraliçesi” kinayesi -aslında pek de yardım alamayan- siyahi kadınlar için kullanılır oldu! (Bunda şaşılacak bir hâl yoktu; neoliberalizm ırkçılığı-etnisiteyi ideolojisinin omurgası yaptı.)
Hatırlayınız; Turgut Özal’ı öven pop iktisatçıların dilinden de “devletten beslenenler” metaforu düşmezdi...