İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl gibi ağır cezalar verdiği haberini alınca aklıma bir isim geldi: Hannah Arendt…
Hitler zulmünden ABD'ye kaçan Yahudi politik düşünür…
Tarih: 24 Mayıs 1960.
MOSSAD, Arjantin'de saklanan Yahudi soykırımın organizatörlerinden Adolf Eichmann'ı kaçırıp İsrail'e getirdi.
İsrail, Birleşmiş Milletler üyesi kimi ülkelerin, “uluslararası mahkemelerde yargılansın” teklifini kabul etmedi. Oysa 1950 BM Soykırım Sözleşmesi'ne imza koyan ülkelerdendi. Dinlemedi.
Yahudilerin kitleler halinde öldürülme projesi “Nihai Çözüm” uygulayıcılarından Eichmann, Kudüs'te hâkim karşısına çıkarıldı.
Davayı takip edenlerden biri de Amerikan dergisi The New
Yorker adına Hannah Arendt idi. Ve, “Eichmann Kudüs'te: Kötülüğün
Sıradanlığı Üzerine Bir Rapor” kitabını davadan üç yıl sonra
çıkardı:
-Arjantin'den Eichmann'ın yasadışı şekilde kaçırılmasını hukuksuz bularak eleştirdi…
-İsrail Başbakanı Ben Gurion'un duruşmaları gösteriye dönüştürmesini eleştirdi…
–İddianameyi; “Suçlu bir kişi ve Nazi rejimi değil, tarih boyunca uygulanan antisemitizm/ Yahudi düşmanlığı” üzerine kuran Başsavcı Gideon Hausner'i “kötü ve ucuz retorik” yapmakla eleştirdi…
-Mahkeme kararını; Eichmann'ın ne yaptığını/ hangi suçları işlediğini değil, Yahudilerin soykırım sırasında çektiği acılar üzerinden vermesini eleştirdi…
İNTİKAM ARACI
Hannah Arendt çok sertti:
-“İsrail, bu yargılamayı intikam aracı olarak gördü.”
–“İntikam amacıyla yapılan mahkemelerin Nazilerden ne farkı var?”
-“Bu dava, adaletin hizmetinde olanlar ile İsrail'in hizmetinde olanların ayrımını net olarak gösterdi.”