Aslında…
Genel seçim ne zaman yapılacaktı:
3 Kasım 2019.
AKP genel seçimi 24 Haziran 2018
tarihine çekti?
Niye?
Bu köşeden yazdım; tek sebebi gelmekte
olan büyük ekonomik kriz idi.
Seçmen bunu bilmiyor muydu; bal gibi
biliyordu! Ama ekonomiyi bozanın krizi yeneceğini
düşünerek oyunu kullandı. Bugün niye şaşırıyor ve “gerekçeler”
arıyorlar ki? Neyse, konum bu değil. Soru şu:
Erdoğan ile AKP bu ağır
tahribatın altından kalkabilir
mi? Sanmıyorum; gerçekle bağlarını
çoktan kopardılar çünkü. Ama…
İktidara güvenimiz yoksa, kendimizden
de umudu kestik mi?
Bakınız:
Buraya alt alta Erdoğan ile AKP’nin ne büyük
hatalar yaptığını yazabilirim…
– Örneğin… “Faizi düşürme” takıntısının
nelere yol açtığını anlatabilirim…
– Örneğin… Borçları ödeyebilmek için her yıl
200 milyar doların üzerinde para bulması ve 800 milyar dolarlık
milli gelirle bunu karşılamasının ne derece zor olduğu gibi
karamsar tablolar çizebilirim.
– Örneğin… Finans sektör borçları; 2005’te
milli gelirin yüzde 6’sı idi; 2017’de yüzde 27’ye
ulaştı. Keza. Reel sektörün borcu
2005’te milli gelirin yüzde 20’si idi;, 2017’de oran yüzde 69’a
çıktı. Yani… Toplam borçların milli gelire oranı yüzde 141’i
geçtiğini belirtip can sıkıcı
rakamları tekrarlayıp durabilirim…
Sadece bankaların, şirketlerin değil; köylünün, esnafın, memurun,
emeklinin borçla yaşadığını sizlere bir kez daha anımsatabilirim…
Vs. Vs…
Peki… Sürekli bilinenleri tekrar tekrar
yazmanın/karamsarlık pompalamanın ülkeye
yararı var mı? Yok.
Bize yararı var
mı? Yok.
O halde ne yapmalıyız?