Çok öfkeliyim…
Uzun süredir BirGün gazetesindeki
ölüm ilanları dikkatimi çekiyor. Her
okuduğumda aynı sözü tekrarlıyorum; “ne kadar
erken!”
Solcular niye bu kadar çabuk ölmeye
başladı?
Kuşkusuz… Kurşun yaraları, işkence tezgahları, uzun hapislik
yılları bedenleri yıprattı.
En kötüsü, halkın
çoğunluğunun devrimcileri bir türlü sarıp
sarmalamasının yarattığı umutsuzluk travması bir kanser gibi
ruhları yaraladı!
İşte…
Bağımsızlıkçı-özgürlükçü bir kuşağın yiğit
devrimcisi: Doğan Yurdakul 68 Kuşağı’nın yazgısıdır
yaşam öyküsü.
“Yurda kul” olmuş bir ailenin evladı…
Kurtuluş Savaşı’na maddi manevi destek veren Sivaslı
zengin Muhasebecioğulları’ndan.
Büyük amcası Abidin Bey, Sivas Kongresi üyesi. TBMM’nin
ilk döneminden 1950’ye kadar milletvekilli.
Dedesi Rıza Bey, Sivas Kongresi’ne
katılanlardan. Daha sonra Sivas Belediye Başkanı.
Her ikisi de “mandacılığa hayır” dedi…
Babası Şefik Bey Cumhuriyet’in ilk
kaymakam-valilerinden.
Annesi -ülkeye bürokratlar ve askerler
yetiştirmiş, şehitler vermiş Erzurumlu
Timurağazade ailesinden- Hidayet
Nermin. Adana Kız Muallim Mektebi
mezunu, “Çalıkuşu” isimli Cumhuriyet
öğretmeni.
Tarih:12 Haziran 1936.
Kocaeli Karasu İlçesi Kaymakamı Şefik Bey ile öğretmen
Nermin aşk evliliği yaptı.
Neredeyse Anadolu’nun her yanına gittiler.
Tarih: 10 Haziran 1946
Aydın Bozdoğan’da dünyaya geldi. Adı
şu bilinçle verildi:
“Doğan” bebek “yurda kul”dur.
Hep öyle de olacaktı…...