Ne diyorlar; “İslamofobi”…
“İslam korkusu” demek…
Meğer saldırganlar, Müslümanlara karşı ön yargı ve ayrımcılık
sebebiyle korkup cinayet işliyormuş!
-“Saldırganların ruhsal dengesi bozuk!”
Batı, faşizmle yüzleşmek istemiyor.
Neymiş; Yeni Zelanda, böylesine patolojik
vakayla ilk kez karşılaşıyormuş?
Müslümanlar ilk kez karşılaşmıyor
ki; önce, kan akıtmaya giden yola
bakın….
Çok uzağa gitmeyin komşu ülkeye
bakın; Avustralya’da son dört
yılda yedi olay meydana geldi! Önce, 5 Nisan 2015
günü yapılan İslam karşıtı mitinge göz yumuldu. Hemen arkası
geldi… “The United Patriots
Front” adlı faşist örgüt, Müslümanları tahrik etmek
amacıyla açık alanlarda domuz
kızartma partileri düzenledi.
Müslümanları domuz şeklinde
karikatür olarak çizdiler. Nerede cami inşaatı varsa
protesto ettiler. Bira şişeleriyle başörtülü kadınlara saldırdılar.
Sidney’de bir polis dört Müslüman
kadına ateş etti; sonra “yanlışlık olmuş” denilip
üzeri kapatıldı. Yapılan salon
toplantılarında “Müslümanlar ile aynı sokaktaysam
titreyerek geçiyorum” gibi kışkırtıcı konuşmalar
yaptılar. Perth Kongre ve Sergi Merkezi’ndeki fuarı
gezen başörtülü kız öğrenciler
“kıyafetleriyle terör tehdidi” oluşturdukları gerekçesiyle binadan
çıkarıldı.
Dün bu kışkırtmalara göz yumanlar, bugün Avustralyalı
faşist Brenton Harrison Tarrant’ın Yeni Zelanda
saldırısına kılıf arıyor!
Kanada’da Müslümanlara yönelik 16 saldırı oldu. Son saldırıyı anımsatayım:
Alexandre Bissonnette adlı faşist, 29 Ocak 2017 akşamı Quebec şehrindeki camiye saldırdı; altı Müslümanı öldürüp