Gomidas, dünyada Ermeni “soykırımı kurbanı” olarak gösterilen müzikolog, besteci...
1915 tehcirinde İstanbul’da gözaltına alındı, Çankırı’ya sürgüne gönderildi. Yaşadığı travma sonucu İstanbul’daki La Paix hastanesi ve ardından Paris sanatoryuma yatırıldı. Yaşamının son yirmi yılını burada tamamladı...
Ermeni diasporasının propaganda aracına dönüştürdüğü Gomidas’ın hayatı iki yıldır İstanbul tiyatrolarında oynanıyor. Hatta bu tiyatro oyunu, dört ödül aldı...
Öte yandan:
“Qral û Travis” (Kral Travis) oyununun ise Kürtçe sahnelendiği için Gaziantep’te olduğu gibi İstanbul’da da yasaklandığı yazıldı. Kürtçenin okullarda seçmeli ders olduğu, Kürtçe yayınların-tv’lerin olduğu ülkede Kürtçe oyun niye yasak olsun?
Merak ettim, “acaba dil değil, senaryosu yüzünden mi” diye? Senaryo açıklaması şöyleydi:
-“Travis Pine 50’li yaşlarda ABD’de yaşayan işsiz, huysuz bir adam. Ülkesindeki krizlerin sorumlusu olarak gördüğü ABD başkanına mektuplar yazıyor. Başkanın mektuplardan dolayı psikolojik sorunlar yaşaması üzerine FBI ajanı Tom Walker, mektup yazmaması için Travis Pine’ı ziyaret ediyor. Travis ve Walker’ın pazarlığı, yozlaşmayı gözler önüne sererek oyunun komik hal almasına sebep oluyor.”
Tanıtımına göre, mizahi oyun...
O halde:
“Gomidas” oyununa ses çıkarmayan devlet, “Qral û Travis” oyununu niçin yasakladı? Ki sonra yasaklama kararını kaldırdı.
Konum bu iki tiyatro oyunu ile sınırlı değil. Bir bakış açısını yazmak:
★★★
Geçen yıl yayınlanan “Affetmenin Politikası” kitabını bu hafta sonu okudum...
Kitap, ülkemizdeki yakın siyasi tarihi gözden geçirerek özür dilemenin, bağışlamanın, helalleşmenin, yüzleşmenin mümkün olup olmadığını tartışmaya açıyor...
Politik bir söz olarak “helalleşme”, geçen seçimde Kılıçdaroğlu kampanyasında sıklıkla kullanıldı... Ki hatırlayınız; 2013 yılında “çözüm süreci” olarak adlandırılan dönemde Öcalan ve Erdoğan’ın dilinden düşmemişti...
-“Zaman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır.”
Sonuçta: