Tarih: 9 Temmuz 2006.
Yer: Berlin/Almanya
Dünya Kupası final maçını Fransa-İtalya oynadı.
Kaptan Zidane'ın golüyle Fransa 1-0 öne geçti.
İtalyanlar beraberliği sağladı. Maç uzatmaya gitti.
Uzatma dakikalarında Zidane, İtalyan Materazzi'ye attığı
kafa nedeniyle kırmızı kart gördü.
Olay şöyle olmuştu:
Materazzi, Zidane'ın formasını çeker.
Zidane, “Eğer formamı çok istiyorsan, maçtan sonra verebilirim”
der.
Materazzi, “Kız kardeşini tercih ederim” deyince, maç boyu küfür
işitip sinirleri bozulan Zidane kafa atar!
İtalya, Dünya Şampiyonu olunca, Fransa medyası “suçu” Zidane'ın
üzerine yıktı. Zaten…
Cezayirli Müslüman ailenin çocuğu Zidane ve siyah
Fransız milli futbolcular etnik kimlikleri
nedeniyle yıllardır hedefti. Ulusal Cephe'nin başını çektiği
Fransızlar, milli takımda olmalarını kabul etmiyordu. Zidane'ın
kafa atmasıfırsat verdi. Demediklerini bırakmayıp,
spor ahlakınıdillerinden düşürmediler.
Zidane futbolu bıraktı.
Televizyon kanalında konuştu:
“Pişman değilim. Tekrar olsa yine yaparım.”
Bugün…
Zidane, Real Madrid'in teknik direktörü.
Bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi dahil almadığı kupa kalmadı!
Dün…
Dünyanın en iyi futbolcusu idi.
Bugün…
Dünyanın en iyi teknik direktörü.
Peki…
Zidane kafa atmakta haklı mıydı, haksız mıydı?
PATRONUN DEMİRÖREN
Tarih: 21 Haziran 2016.
Fransa'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda
Türkiye, Çek Cumhuriyeti'ni 2-0 yenmesine rağmen elendi.
Fakat o günlerde, para futbolun önüne geçti. Milli
takım futbolcularına verilen şampiyonaya katılma primleri medyada
çok yazılmaya başlandı. Futbol değil, alınan prim konuşulur oldu.
Yetmezmiş gibi, prim konusunda kampta futbolcular arasında kavga
çıktığı yazıldı. Gerginlik had safhaya çıktı; kimi futbolcular için
“vatan sevgisi” polemiği başlatıldı.
Milli takım yöneticileri krizi yönetemedi; bazı
futbolcular milli takım kadrosuna alınmayarak medyaya
“yem” yapıldı!
Aradan aylar geçti…