SON iki haftasına girdiğimiz bu seçim sürecinde stratejik hamlelerde, AKP ile muhalefet arasında öncekilerin aksine bir yer değiştirmeye tanık olduk.
Sahada dolaşınca ilk fark edilen, HDP'nin seçime parti olarak girme kararı karşısında AKP'nin baraja sarılarak ayağına kurşun sıktığı gerçeğidir.
Barajı düşürmeyerek stratejik hatayı yapan AKP, Kürt seçmeninden kitlesel kopuşa uğrarken, muhalifi Türk seçmenin bir kısmını da HDP'ye yöneltmiş.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AKP sözcülerinin HDP'ye orantısız yüklenişi de iki koldan ilerleyen bu seçmen kaymasına etki etmiş.
Bu hamle ile HDP'ye barajı aşırtan AKP, oy kopuşuna, kitlesel milletvekili kaybını da ekleyecek gibi; oysa baraj düşürülseydi bu kayıp sınırlı kalabilecekti.
FOTOĞRAFLAR ÜST ÜSTE OTURDU
Herkes kabul ediyor ki, bu seçimin vaat farkını atan partisi CHP oldu.
CHP'nin özellikle 'emekliye iki ikramiye', '1.500 TL asgari ücret', '1.5 TL'ye mazot' vaatleri alt gelir gruplarında büyük sempati yarattı.
Hani anketlerin, 'yolsuzluk iddiaları, 1.150 odalı saray gibi şeyler AKP seçmeni üzerinde oy değiştirme yönünde bir etki yaratmıyor' dediği söylenir ve herkes de buna hep 'eyvallah' çeker.
Ama o ne; yine sahada gördük ki, bu vaatlere karşı çıkarak, 'Kaynağı yok, Hazine'yi tüketecekler' diyerek AKP, ikinci büyük stratejik hatasını yapmış, alt gelir grubu seçmeninde şu hassasiyet ve duyguyu harekete geçirmiş: "Ne yani, size ve yandaşlarınıza var da bize gelince mi yok..."