TAHMİN edildiği gibi 1 Kasım, CHP'de yeniden kurultay tartışması başlattı.
Normali de budur; ne kadar seçimin kaderini MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tutumu belirlemiş olsa da çıkan sonucun en fazla CHP’yi etkileyeceği açıktı.
CHP, seçimden yüzde 30 bandına çıkabilseydi bunlar yaşanmayacaktı.
Şimdi önemli olan CHP’nin 2-3 aylık bu süreci kırmadan, dökmeden; son iki yılda önemli ölçüde başardığı eski ‘hizipçi’, ‘her kafadan ayrı ses çıkan’ parti görüntüsüne yeniden dönmeyerek tamamlamasıdır.
Aksine CHP, süreci zor olanı başararak, yani bir umut üreterek bitirebilmeli.
Başlığı da bu tartışmalı sürece yönelik attım ve bilinçli olarak ‘olağan kurultay’ ifadesini kullandık; ‘neden’ diyeceklere açıklayalım.
KILIÇDAROĞLU’NDAN ADAYLARA SÖZ
CHP, 1 Kasım nedeniyle olağan kongre sürecini askıya aldı; oysa 12 il kongresi tamamlandı, diğer illerde de ilçe kongrelerinin en az üçte biri sonuçlandı.
Dün dahi birçok ilçede kongre vardı, bu ay 12 ile en az 3 il daha eklenecek ve CHP’de, il/ilçe kongrelerinde takvim, yılbaşından önce sonlanacak. Yine dün, büyük bölümü eski il başkanı olan 42 delege ile genel başkan adaylarından Umut Oran olağanüstü kongre taleplerini dile getirdi.
Görünen o ki, yeterince imza toplansa dahi, bir olağanüstü kurultay tüzük nedeniyle çok zor, 1-2 ay sonra yeni bir kurultay zorunluluğu doğacağı için.Muhalefetin ‘Olağanüstü Kurultay’ istemesinin nedeni ise Genel Merkez’in, yeni seçilecek delegeler üzerinde güç kullanma, etkide bulunma olasılığı.
Dün bu konuyu CHP yönetimi ile konuştum; ama belirleyici isim Kılıçdaroğlu olduğundan onun sözlerini aktarmakla yetineyim.
Kılıçdaroğlu, açık söz verdi, hiçbir kongreye müdahale edilmeyecek. Sadece bununla de yetinmedi, dedi ki, “Tek bir delege seçimi ile ilgili en küçük bir şikâyet gelsin, hemen gereğini yapacağım.”
Bu sözünden kuşku duymamasını isteyen Kılıçdaroğlu, demokratik bir yarış için gereken tüm şartları oluşturmada kararlı görünüyor.