MUHALEFETİN 1 Kasım'daki başarısızlığı yine en çok CHP'yi etkiledi, uzun iktidar perhizinin hiç değilse bir koalisyonla sonlanması şansını yok etti.
Tamam; MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin 7 Haziran’ı okuyamayıp ilk geceden ortaya koyduğu tavır 1 Kasım’ın, yani yenilginin yolunu açtı.
Politikasını HDP’ye endeksleyen MHP hem AKP’siz bir seçenek
bırakmadı hem de AKP ile bir koalisyona kapılarını kapattı.
Hükümet kurulamazken PKK da terörü azdırınca seçmen, “AKP’siz bir
hükümet kurulamıyorsa, koalisyona ne gerek var, AKP tek başına
gelsin” dedi.
Gerçek büyük oranda böyle olsa da, ‘CHP neden anlamlı bir tırmanış
yapamıyor’ sorusuna mutlaka en sağlıklı yanıtların verilmesi
demokrasinin geleceği için son derece önemli.
VAATLER YETMİYOR ARTI ARANIYOR
Bu önem, demokrasinin, ancak güçlü muhalefetin varlığına koşut
yürümesinden kaynaklanıyor.
CHP, 7 Haziran ve 1 Kasım’da vaatlerde bütün partilere örnek
oluşturdu; hatta ‘CHP’nin vaatleri ile AKP seçim kazandı’ ironisi
yapılsa yeridir.
Seçmen, CHP vaatlerini alkışladı da ve belki de ilk kez
karşısındaki CHP adayına eleştiriden çok iltifat yaptı.