ÖNCEKİ seçimlerde seçmene tek konu üzerinden seslendiği için eleştirilen CHP, bu kez fark yaratıp ekonomiyi öne çekti, vaatlerini ona göre şekillendirdi.
Meydanlarda vaatlerini, Türkiye projelerini anlatan CHP,
polemiklerden kaçınıyor, 13 yılda yaşanan olumsuzlukları pek
dillendirmiyor.
Ne MİT ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi hassas kurumların seçim
sürecinde içine düşürüldüğü tablodan; ne TSK, yargı, polis gibi
kurumların uğradığı itibar kayıplarından söz ediyor.
Böyle olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meydan meydan muhalefet
aleyhine propaganda yapması da CHP'den ciddi eleştiri almıyor.
Centilmenlik kurallarının yerle bir edilmesi, hakem olması gereken
devletin var gücü ile iktidar tarafını tutması da CHP'nin bu
tavrını değiştirmiyor.
KARARSIZLAR VE SANDIK GÜVENLİĞİ
Bu stratejiyi çizen isimlerle dün yine konuştum, 'Değişiklik yok'
deyip gerekçelerini şöyle anlattılar:
"Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sorunları ve çözümleri ile meşgul.
Çıtası yüksekte, Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a laf yetiştirerek o
çıtayı aşağı çekmeyecek. Her ay en az iki anket yaptırıyoruz, 'ne
dedik, ne sonuç aldık' sürekli görüyor, o verilere göre
ilerliyoruz. Halk, Erdoğan ile devletin ne yaptığını, nasıl bir
parti devleti kurulduğunu çok iyi anlamış. Bunu tekrar anlatmamıza
gerek kalmıyor."
'Centilmenlik' dışı tüm uygulamaları AGİT ve AB temsilcilerine ise
ayrıntılı anlattıklarını belirten CHP yöneticileri sonuçtan
memnunlar.
Israrla, geçen haftaki de dahil, anketlerinde yüzde 30'u
aştıklarını, son 10 günde AKP'den ayrışmış kararsız seçmene
yönelerek bu oranı daha yukarı çekeceklerini söylüyorlar.